21 Ekim 2017 Cumartesi

Kurumcu Köyü Yürüyüşü(15.10.2017)

Mevsim Sonbahar. Yeşil Yol Doğa Yürüyüşü Kulübü ile sonbaharın ilk yürüyüşü. Sabah erken saatlerde Kurumcu köyüne varıyoruz. Hava bir hayli serin. Bu sene kış erken gelecek olmalı.
Ekip ufak bir hazırlıktan sonra rehberimiz Zati Erbaşın peşine düşüyor. Vadi yatağından yükseldikçe önümüze çıkan alıç, kuşburnu, karamuk gibi sonbahar meyvelerinin tadına bakıyoruz. Mevsim itibariyle alıç çok yoğun, az ileride gördüğümüz ayı dışkısından da anladığımız kadarıyla bu mevsimde onlarda bu meyveye yoğun ilgi gösteriyor. Kışa girmeden önce bolca şekerli meyve yiyip kilo almalılar, aksi takdirde ilkbaharı göremeyecekler. Aynı bölgede bir domuz dışkısı da görüyoruz. Şu ana kadar birçok kez domuz dışkısı gördüm, artık ayırt edebiliyorum fakat bu dışkı çok farklı. Yaklaşık yarım metrelik bir naylon ip ve etrafına dizili dışkı taneleri. Adeta büyük bir tesbih. Beslenirken bir şekilde bu çöpü fark etmemiş olmalı. Olduğu gibi yutmuş ancak sonra geri çıkarmayı da başarmış. İşte bu durum insanoğlunun doğayı acımasızca kirletmesinin çok net bir örneği. Hayvanlara bunu yapmaya hakkımız yok. Kim bilir doğada ne kadar canlı bizim doğal olmayan sentetik atıklarımız ile yüz yüze kalıyor, onları besin zannedip mideye indiriyor. Belki bir çok canlı bu domuz kadar şanslı olmayabiliyor ve bu döngüden kaybolup gidiyor. Elbetteki normal yaşam döngüsünde birçok hayvan ölürken, başka bir çok diğer hayvana yaşam fırsatı veriyor, ancak bu insan eliyle olmamalı diye düşünüyorum yürüyüşe devam ederken...

Bu yürüyüşümüzde hiç görmediğim kadar, yırtıcı, leşçil kuş türü görüyorum. Kartal ve Kara Akbaba bunların başında. Çok yükseklerde hiç kanat çırpmadan yükselen bir Kara Akbabanın bunu nasıl başardığının hikayesini dinliyoruz Zati Hoca'dan. Yürüyüş ilerledikçe, gal arısı yuvasının büyüleyici hikayesini, bölgede yaşayan hayvanların izini sürmeyi, temizlik ağaçlarını, geyiklerin çiftleşme mevsimi olması sebebiyle ağaçlar üzerinde nasıl güç gösterisi yaptığının işaretlerini görüyor ve öğreniyoruz. Hava bu kadar soğuk olmasa belki mantarlar hakkında da birçok bilgi öğreneceğiz fakat orman zemini nemli olmasına rağmen hava çok soğuk olduğu için ne yazık ki bu şansı yakalayamıyoruz. Zirvedeki gölde yemek molası ardından, öğlene kadar kazandığımız yaklaşık 500 metrelik irtifayı tekrar inip Kurumcu köyü civarında doğa ananın çok güzel bir gününe eşlik etmiş olmanın verdiği huzurla doğa yürüyüşümüze son veriyoruz.

Bir kez daha şehirlerin değil, doğanın bir parçası olduğumuzu anlıyor, ormanın fısıltılarına kulak verip bize anlattıklarını dinliyoruz. Kendimizi ararken gözden kaçırdıklarımızı fark ediyoruz...

Fotoğraflar